Karakız Hayata Tutundu...
Onun öyküsünü çok önceleri yazacaktım ama bir türlü olmadı, gündem peşimi bırakmadı, o ve sevenleri beni bu gecikme nedeniyle bağışlasınlar ne olur.
5 Ekim 2007 akşam saatleri, yer İstanbul Kalamış; Karakız'a araba çarpar, hani o sıklıkla rast geldiğimiz olaylardan. Pek çoğunuzun da rast gelseniz bile hiç oralı olmadığı, "aa..köpeğe araba çarpmış" deyip geçip gittiği türden..
Karakız'ın o kazada omuriliği zedelenir, bu nedenle de yürüme yetisini kaybeder, işte bundan sonrası tam bir filim..
Ama ondan önce bu köpeciğin, eski ismiyle Biber, şimdiki adıyla Karakız'ın kazadan önceki hayat hikayesine birazcık göz atalım: O, 2007 yılında Şubat ayında Moda'da dünyaya gelmiş, bu konuda sokakta doğan diğer hemcinsleri gibi onun oluru, fikri hiç alınmamış. Sorulsaydı ve o da yanıt verebilseydi, ileri ki günlerde başına geleceklerden de haberdar olsaydı eminim ki doğumunu hiç bir zaman onaylamazdı. Daha küçücükken, bebekliğini yaşıyorken tinerci çocuklarca kulağı kesilmeye kalkışılmış, şanslıymış ki kulağı kesilmeden, daha başka işkenceler de yapılmadan iyi yürekli insanlarca kurtarılmış ve ismi de Biber olarak konulmuş.
Kalamış evlendirme dairesi şantiyesinde Veysel ağabeysi ile gece bekçiliğine başladığında henüz 1,5 aylıkmış. İnşaat bitip de Veysel ağabeysi ayrılınca başka bir yere transfer olmuş, bu kez de Murat abisi himayesinde Arap ismiyle Kadıköy Gençlik Merkezinde görev başındaymış.
Ancak buradaki görevine uzun süre devam edememiş, çünkü kaldığı yerde kapalı bir barınağı yokmuş, o da bir gün yola çıkıp kaza geçirmiş, 4 gün hastane, klinik gezdirilmiş, veterinerler "yürüyemez uyutulsun" demiş, ancak Ata abisi ona kıyamamış "uyutulmasın ben bakarım" demiş.
Karakız bir barınağa bırakılmak istenmiş son olarak kaldığı Kadıköy Gençlik Merkezindeki korumacılarınca. Ama Zeynep annesi, Özlem ablası, Ata abisi çok doğru bir kararla, onun için barınak şartlarının uygun olmadığında hemfikir olmuşlar. Ve o günden sonra ismi "Karakız" olarak değiştirilip Zeynep annesi ile birlikte yaşamaya başlamış.
Tabii bu anlattıklarım ve bundan sonraki Zeynep annesinin evindeki hayatı tam bir film senaryosu niteliğinde. Zeynep Hekimoğlu Akut gönüllüsü bir duyarlı yürek, genç yürek. "Karakız'ın" sağlığına tam olarak kavuşması, eski günlerdeki gibi yürüyebilmesi için her türlü çabayı büyük bir özveri ile gösteriyor. Ve o şimdi her geçen gün daha iyiye gidiyor, şimdilik köpekler için yapılan özel bir yürüteçle yürüyor, koşuyor, hatta yüzüyor ama çok sağlıklı, çok estetik, çok güzel. Aynı diğerleri, sağlıklı hemcinsleri gibi.
Ben eminim ki sevgili Zeynep ve öbür dostları Karakız'a verdikleri sevgi ve ilgi sayesinde onu kazadan önceki sağlıklı günlerine geri döndürecekler..
Felçli insanlar için nasıl "yaşadığı sürece her zaman bir umut var" diyebiliyorsak, onları uyutmayı hiç ama hiç düşünmüyorsak, bu şans ve tercihi yani "yaşama şansını" mutlaka diğer canlılar için de vermeliyiz. Onlar tercihlerini kendileri söyleme yetisine sahip değillerse, biz bunu onların yaşamaları doğrultusunda, onlar adına yapmalıyız.
Karakızla ilgili görüntüleri, video kayıtlarını izlerseniz ne kadar mutlu olduğunu da görürsünüz. Ve umut ederim ki bundan böyle bir canın uyutulması ile ilgili kararda sizin de oy hakkınız olursa, bunu onun yaşaması doğrultusunda yaparsınız.
Not:Karakız'ın hayata tutunuşunun öyküsünü aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz. http://felclikarakizyuruyecek.blogspot.com/
kaynak:
http://www.sakaryagazetesi.com.tr/haber_detay.asp?gorus=88445&hab=